top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıGEN PDR ve Rehberlik Birimi

Çocuk Eğitiminde Sınır Koymanın Önemi

Güncelleme tarihi: 30 Ara 2020



Çocuklar kurallarını bilmedikleri bir dünyaya doğarlar. Büyüdükçe çocuklardan beklenilenlerin değişmesi ve çeşitlenmesi ise çocuklar ve ebeveynler açısından zorlayıcı olabilmektedir. Çocuklara kural koymak ve sınırları belirginleştirmek çocuğun öğrenme ve etrafını keşfetme sürecinde çok önemli bir yere sahiptir. Çocuklar çevreyi tanımaya, kendi başlarına bir şeyler yapmaya, yeni ilişkiler kurmaya başladıklarında çevrelerinden farklı tepkiler almaya başlarlar. Bu farklı tepkilerle başa çıkabilmeleri noktasında onlara rehber olacak olan ise çocuklara verilecek sinyallerin net ve anlaşılır olmasıdır.


Çocuklara çizilen sınırlar açık, anlaşılır ve tutarlı olduğunda çocuklar için kuralları anlamak ve uygulamak kolay olacaktır. Sınırlar, onaylanan davranışları tanımlar ve çocuğa hatalı davranışlarını düzeltme fırsatı verir. Eğitici ve öğretici bir etkiye sahiptir. Kurallar, çocuğun sağlıklı gelişimi için gereklidir. Kurallar çocukları güvende tutarken aynı zamanda da sorumluluk kazandırma sürecinde de çocukları destekler. Sınırlar, çocuklara korundukları, güvende oldukları ve değer verildikleri duygusu kazandırır. Çocuklar, çevreleriyle olan ilişkilerinde durması gereken yerleri deneyimleyerek öğrenirler. Zamanla bu deneyimlerden çıkarımlarda bulunurlar ve etraflarındaki yetişkinlerin güç ve kontrol derecelerini anlamlandırırlar. Bunun için de ‘yapmak istediğin neyse yap ve izle’ yolunu izlerler. Böylelikle yeterlilik alanlarını ve nerede durmaları gerektiğini fark etmeye başlarlar.


Çocuklar model alarak, somut yollarla öğrenirler. Eğer bir kuralı öğrenmesi isteniyorsa siz kendi sözleriniz ve davranışlarınızla çocuklarınıza göstermelisiniz. Tabi bu sözler ve davranışlar her daim tutarlı olmalıdır ki çocuk öğretilen kuralı kabul etsin, tereddüt yaşamasın. Örneğin pencereden sarkan çocuğumuza neden sarkmaması gerektiğini anlatırken bir cetveli masanın kenarına koyup dengeyi kaybettiği takdirde yere düşeceğini göstermek, kendisinin de neden sarkmaması gerektiği konusunda somut bir örnek olacaktır. Yeni doğan döneminden başlayarak çizilen sınırlar, çocuğa ihtiyaç duyduğu özgürlük, güç ve kontrol imkânını sağlar.


Sınırların genel hatlarını ebeveyn belirlemekle birlikte, çocuğun kişilik özellikleri; sınırların şekillendirilmesinde önemli bir etkendir. Ayrıca, her yaş için yeniden ayarlanmalıdır. Belirlenen sınırlar, esnek ama gevşek olmayan; belirli ama tartışılamaz olmayan; tutarlı ama gerektiğinde değişebilir; zorlayacak ama incitmeyecek ve örselemeyecek nitelikte olmalıdır. Çizilen sınırları gevşek, anlaşılmaz ve belirsiz olması bir noktada sınır olmaması anlamına gelir. Böyle olduğunda çocuk neyi nasıl yapması gerektiğini bilmediğinden yaşantısı için deneyim elde edemez.


Ayrıca kendi sınırlarının farkındalığına sahip olmayan çocuklar arkadaşlık ilişkilerinde de başkalarının özgürlüklerini göz ardı edebilmekte ve sorumluluk bilincine ulaşmakta zorluk yaşamaktadır. Aynı şekilde sınırların çok katı, değiştirilemez ve tartışılamaz olduğu ailelerin çocukları da yeni deneyimler elde etmek için gerekli özgürlüğü alamamakta ve öğrenme için gereken zemin engellenmektedir. Sürekli kısıtlanan çocuk ise iki türlü davranış sergileyebilir; ya her şeye boyun eğer ve özgüven noktasında desteklenmesi gerekir ya da isyankar bir yapı gösterebilir. Bunun yerine neyi neden yapıp yapamayacaklarını ifade etmek ve zaman zaman esneklikler yaratmak uygun olacaktır.


Çocukların uygun yaşam becerileri geliştirebilmeleri ve sorumluluk sahibi olabilmeleri için; açık, dengeli, tutarlı ve net kurallara ihtiyaçları vardır. Dengeli sınırlar, sınama ihtiyaçlarını azaltır, isyankârlığı engeller ve sorumluluk duygusu kazanımına yardımcı olur.

Ebeveynlerin kural koyma noktasında kendilerini yetersiz hissettiği zamanlar olabilmektedir. Kuralları uyguladıkları noktalarda çocuklarının üzüldüğünü gördüklerinde onlara kıyamadıkları zamanlar olabiliyor. Ancak çocuğunuza sevgi, şefkat, sabır ve hoşgörü ile yaklaşıyorsanız arada sırada mutsuz olup ağlaması sizi korkutmamalıdır. Anlık mutsuzluklar ebeveynin kural koymadaki kararlılığını etkilerse çocuklar bu kararsızlığı hızlıca kavrayacaktır ve kuralları çiğnemek için sürekli yeni yollar deneyeceklerdir. Mükemmel ebeveyn olmaya gerek olmadığını, kuralların çocuklara kendilerini güvende hissettirmek, sorumluluk sahibi olabilmek ve başkalarının sınırlarını tanıyabilmek için gerekli olduğunu hatırlamak önem arz etmektedir. Hata yapmaktan korkmamak gerekir. Önemli olan mutlu bir çocuk yetiştirmektir.


Unutulmamalıdır ki çocuklarla yapılan tartışmalar ve "yapma, etme" gibi sözel uyarılar çoğu zaman işe yaramayacaktır. Sınırlar ve kuralları yerleştirmek ancak ve ancak tutarlı ve kararlı olunursa gerçekleşecektir. Çocuğunuza sınır koymak hem sizin hem de çocuklarınızın hayatlarını kolaylaştıracağı gibi, onları hayata karşı daha dayanıklı ve donanımlı kılacaktır.

45 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page