Korku, algılanan tehlike sebebiyle kaçma isteği uyandıran bir duygudur. Hemen her çocuk, gelişim sürecinde belirgin bir nesne ya da duruma karşı tepki oluşturabilir ve korku duygusunu çok yoğun yaşayabilir. Korku duygusu da tüm diğer duygularımız gibi yaşanması doğal ve normal gelişimin parçası olan bir duygudur. Çocukluk korkuları, bebeklik döneminden ergenliğe kadar sıklık ve çeşit olarak farklılıklar gösterir. Önemli nokta bu korkunun ne kadar sürdüğü ve yaş dönemine uygun olup olmadığıdır.
Bebeklik dönemi korkuları çocuğun çevresinde oluşan ani ve yeni durumları içeren, yüksek ses, parlak ışık, yabancılar gibi korkulardır.
Okul öncesi dönem korkuları ise karanlık, bedenine zarar gelebileceği, anne babanın terk etmesi, yalnız kalmak, cadılar, canavarlar, hayaletler gibi soyut korkuların yanında daha da somutlaşmış hayvan, gök gürültüsü, polis gibi korkular da görülmektedir.
Okul dönemi çocukları yeni bir ortama girme, okulda yalnız kalma gibi korkuların yanında hayvanlardan, kendine zarar verecek kişilerden, izledikleri filmlerden korkarlar.
Ergenlik dönemi korkuları ise, gelecek, beğenilmemek, arkadaşları arasında alay konusu olmak, topluluk önünde konuşamamaktır.
Korku öğrenilen bir duygudur. Hissedildiği zaman içten gelen ve doğal hareketler ya da çevremizdekileri model alarak öğrendiğimiz bazı davranışlar sergilememize yol açar. Çocuklar gelişim sürecinde ebeveynlerini çokça gözlemlerler. Ebeveynlerin olay anında verdikleri tepkileri taklit eder ve uygulamaya çalışırlar. Örneğin; o güne kadar köpeklerle bir araya gelmemiş bir çocuğun köpeklere karşı herhangi bir duygu ve düşüncesi yoktur. Ancak annesi her köpek gördüğünde korku tepkisi gösteriyorsa çocuk da bunu öğrenir, korkması gereken bir şey olduğunu düşünür ve köpek korkusu gelişebilir. Bazen de seyredilen bir filmin ya da anlatılan bir hikayenin etkisinde de kalabilmektedirler. Korkuları genellikle her şeyi yeterince göremedikleri, pek çok bilinmeyenin olduğunu düşündükleri akşam saatlerinde veya geceleri hissederler. Hayallerinde var olan yaratık, hayalet, canavar vs. gibi birtakım gerçek dışı varlıkların en korumasız oldukları uyku saatlerinde geleceklerini düşünüp uykuya dalmak istemez veya anne ve babalarıyla uyumak isterler. Bu noktada anne ve babanın tutumu çok önemlidir. Korkunun temelinde ne olduğunun anlaşılıp bunun çözülmesi gerekliyken yanlarında yatmasına izin verildiğinde sadece sorunun pekişmesine sebep olur.
Korku duygusunu yoğun olarak yaşayan çocukların akademik ve sosyal hayatlarının etkilendiğini görürüz. Gece korkuları olan bir çocuk aileden ayrılıp sevdiği bir arkadaşında ya da akrabasında kalamaz. Okula gitmekten korkan bir çocuğu sınıf ortamına alıştırmak ve yapılan çalışmalara dikkatini vermesini sağlamak adına gerekli müdahaleler yapılmazsa ders performansı düşer. Çocuğun gündelik yaşantısı da korkusundan etkilenir ve hayattan eskisi kadar zevk alamamaya başlar. Çocuğun yaşadığı korku uzun süreli devam ediyor ve hayatını kısıtlayacak bir noktaya geldiği gözleniyorsa bir uzman yardımı alınması gereklidir.
Ebeveynlerin çocuklarının korkularıyla baş edebilmesi ve bu korkuları ilerleyen yaşlarına taşımalarını engellemeleri için ne yapmaları gerekir?
1. Saygı Gösterin
Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun hissettiği korkuya karşı saygı göstermek, korkusunu küçümsememek gerekir. Korkuları ile ilgili çocuğa bağırmak, onunla alay etmek ya da korkusunu yok saymak korku hissiyatının uzamasına sebebiyet verecektir.
2. Kaynağını Bulmaya Çalışın
Yaşadığı korkunun kaynağını anlamaya çalışın. Kriz veya ağlama süreci geçtikten sonra mutlaka korkusu ile ilgili sohbet edin. Ondan duygularını anlatan bir resim yapmasını da isteyebilirsiniz.
3. Destek Olun
Karanlıktan korkan çocuğunuzun elini tutarak birlikte karanlıkta durabilir ve bir şey olmadığının ve yanında olduğunuzun garantisini verebilirsiniz. Yanında durup ona destek olmanız bu süreci atlatmasını sağlayacaktır.
4. Tepkilerinizde Kontrollü Olun
Çocuklar anne babanın hissettiklerini rahatlıkla anlarlar. Bu sebeple korkularıyla ilgili konuşurken onu sakin bir şekilde dinlemeniz ve korkusunu daha da tetikleyecek aşırı tepkiler vermekten kaçınmanız önemlidir.
5. Korkusuna Karşı Mizah Duygusunu Kullanmasını Sağlayın
Korktuğu nesnelerin komik yönlerini bulup onlarla dalga geçmesini sağlayabilirsiniz. Mesela canavardan korkan çocuğunuza canavarın resmini çizdirip ona bıyık, gözlük, yamuk dişler çizerek/ takarak komik bir hale getirebilirsiniz.
6. Nefes ve Gevşeme Egzersizleri Yapın
Çocuklara uygun nefes ve gevşeme egzersizleri öğrenip beraber uygulayabilir ve çocuğunuza öğretip yalnızken de bu egzersizleri yaparak gerilimini azaltmasını sağlayabilirsiniz.
7. Yeni Deneyimler Edinirken ‘Aşırı Koruyucu’ Olmaktan Kaçının.
Çocuğunuz yeni deneyimler edinirken değişik ortamlara girmesine, farklı kişilerle olmasına ve çevreyi tanımasına fırsat verin. Bu süreçte aşırı koruyucu olmadan bireyselleşmesine destek olabilirsiniz.
Comments